A - B - C - Ç - D - E - F - G - H - İ - K - L - M - N - O - Ö - P - R - S - Ş - T - U - Ü - V - Y - Z
- Zagel / Zagel Etmek/ Zagel Kazmasi: Özellikle mısırın güçlenerek rahat büyümesi için dip kısımlarındaki otların sökülmesi ve toprağın havalandırılması için kullanılan geniş ağızlı kazma.
- Zagon: Düzen. İç işleyiş. İntizam. Tertip.
- Zaguda: Köyde, elde yapılan çizikli yeşil zeytin.
- Zağar: Kaslı köpek. Çoban köpeği.
- Zağna: Tatlı su yengeci. Debisi yüksek olmayan köy derelerinden nadiren görülür.
- Zali: Yiğit
- Zalimcamuru: Kırmızı renkli yapısında çıkmayan bir tür çamur.
- Zarambula: Ateş böceği.
- Zarnak: Çayır (ot) kurutmak için yere dikilen dallı ağaç.
- Zay: Zahir,herhalde,galiba.
- Zayet: Fındık toplama işlemi bittikten sonra arkada kalanları toplama
- Zebellak: İri cüsseli, yarma vücudlu, dev cüsseli, uzun boylu ve kilolu kimseler için kullanılan nitelemedir.
- Zebil: Sayıca çok, çok fazla.
- Zedeva: Bir çeşit köpek cinsi.
- Zefletmek: Dalga geçmek, alaya almak..
- Zencir: Zincir
- Zerdi: Bodur, kısa boylu, çok yavaş büyüyen yabani çam ağacı.
- Zernista: Genelde yaz geceleri ortaya çıkan ve bombardıman böceğine benzeyen iri ve zararsız bir böcek.
- Zerzevat: Alet-edavat. Karışık, birbiriyle ilgili-ilgisiz eşya yığını ya da eşya kümesi.
- Zılgıt: Zulüm, işkence
- Zırlamak: Boş, anlamsız, yersiz konuşmak.
- Zırtıl: Deli
- Zıvana: Kapı kilidinin dilinin girdiği yer.
- Ziba: Karın veya karın bölgesi anlamındadır.
- Zibazib: Ağzına kadar dolu, tepeleme dolu, hınca hınç dolu anlamındadır.
- Zibil: Artıklar,Toz, toprak taneciği
- Zibil küreği: Faraş.
- Zifir: Tütün kiri. Tütünden bulaşan, bulaştığı yerde kalın bir tabaka oluşturan ve temizlenmesi zor olan siyah ve yapışkan madde.
- Zigamlanmak: Nezle olmak.
- Zigar: Sigara.
- Ziğer: Öyle olsa gerek, öyle ki anlamında kullanılır.
- Ziliftar: Hamurdan yapılan ince pide
- Zimilanga : Zimilanga tavası, dikenli bitkilerin bahardaki taze uçlarından yapılan bir yemek adı…
- Zimin: Yemin ederken kullanılan bir kelime.Tam anlamını çıkaramadım..Örnek: Gözlerım körda zimin olsunki ben yapmadım gibi..
- Zimla: Çapak kiri, göz kapaklarının kenarında oluşan ve krem renginde olan uykusuzluk veya yorgunluk çapağı.
- Zinak:Sert iki cismin, örneğin kayalık bir alanı kazıyorken kazma ile taşın çarpışması sonucu çıkan küçük kıcılcımlar manasındadır. Bazen yumruk yenilince gözde görüldüğü varsayılan kıvılcım ve ışık yerine de kullanılır. Yöremizdeki yaygın alegorik ve mizahi kullanımı: Oyle bir vurdi oğa ki, gözündan zinak çikti
- Zindar: Kıymık , kerestelerin üzerinde bulunan ince batıcı parçacıklar
- Zingal: İnsan boynu, boyun, gerdan. (Bkz. Genzal.)
- Zingıl: Zayıf. Güçsüz.
- Ziniya: İnek ya da tavuk pisliği / dışkısı manasında kullanılır.
- Zino /Zina/Zinos : Martı.
- Zipga: Bir pantolan türu.
- Zirzop: işe yaramaz adam yada çocuklar için kullanılır
- Zit Almak: Birisine kafayı takmak, aşırı derecede kızmak ve antipatik ya da itici bulmak.
- Zizala: Yarı çıplak zayıf kişiler için kullanılır. Örnek: Ula zizala zizala gezma, giy üstüne bişe.
- Zizil: Solucan
- Zobin: Cambaz, cıvızcı, kurnaz, uyanık.
- Zot: İnatçı kişiler için kullanılır. Ör:Sen zot, ben de zot… anlaşamayacağuk.
- Zubulaç: Saçını sıfıra veya usturaya vuran kişiye denir…zubulaç gibi oldu
- Zulfan: Kurutulmuş güz fasulyesi.
- Zumur: Mısır ekmeğinin ufalanarak tereyağında kavrulması ve şeker eklenmesiyle birlikte yapılan kahvaltılık yemek.
- Zumzuk: Çimdiklemek. Avuçlayarak çimdiklemek.
- Zumus/Zumuslamak: Ezmek, pres yapmak. (Genelde böcek türlerinin ve küçük parçaların ezilmesi sırasında kullanılır.)
- Zurbut: Boş, avare dolaşan kimse.
- Zurzunbuk/Zurzumbuk: İşe yaramaz kişiler için kullanılır.
- Zuzuk: Tarla ıslatma fıskiyesi