A - B - C - Ç - D - E - F - G - H - İ - K - L - M - N - O - Ö - P - R - S - Ş - T - U - Ü - V - Y - Z
- Dadi: Bebek uykusu
- Dalevera: Ardından iş çevirme, hile.
- Dam: Tütünlerin, kırılıp büyükçe sepetlerle taşınarak getirildiği, çuvaldızlara dizildiği, aynalara (vagonlara) asılıp kurutulduğu üstü çinko veya ile kaplı ahşap yapı.
- Darcanli: Sabırsız
- Dardar etmek: Anlamsız, boş konuşma.
- Darlık/Darluk : Bunalım, sıkıntı. Darluk geçirdi.
- Daşanaluk: Tarım yapılan arazilerde toprak işlendikçe çıkan itili ufaklı taşlar tarlanın 1-2 yerinde biriktirilir. Bu taşlar zamanla küçücük taş tepeciklerine dönüşür. Bu tepeciklere ”taş-analığı” sözünden uyarlanarak ”daşanaluk” denir.
- Davar / Davara: Uykuda çocukları, nadiren de büyükleri bastığına inanılan ve insanları boğmaya çalışan ancak avucunun ortası delik olduğu için bunu başaramayan ama bırakana kadar epeyce zahmet ve sıkıntı eden uğursuz yaratık.
- Dayman: Daima anlamında kullanılır. Dayman gözlerun yaşli.
- Debbe: Bakır kap, su koymak için kullanılır.
- Debren: Saçak.
- Dedek: Bebeklerin ayakları üzerine basarak ayakta durabilmesi
- Dekavut: Emekli, yaşlı, dinlenmeye çekilmiş.
- Delim Deşuk: Delikli olan. Yırtılmış. Paramparça
- Dema: Şaşkınlık ve ansızın gelen olumlu ya da olumsuz haber karşısında tepki kelimesi olarak kullanılır.
- Demin: Az önce.
- Debdag / Deptek: Kel. Ayaz. Kabak gibi pürüzsüz. Bazen mecazi olarak muhakeme yetersizsizliğini veya kavrama yetersizliğini ifade etmek için de kullanılır. ”(Örn. Depdag kafali.)
- Deşirmek: Toplamak. Fındık deşirdi.
- Devek: Kabak vaya salatalık bitkisinin gövde kısmı
- Deyine: Diye anlamında kullanılır.
- Dışarışer: Cin
- Dışarışerli : Cinli
- Dibaraci: Sahtekar. Seni gidi dibaraci seni!
- Dibır, Dıbır: Anüs.
- Dibiç: Kısa boylu. Bodur. Cüce.
- Dible: Kökeni duble olan biri pirinç (değişmez çeşit) diğeri, kabak, patlıcan, fasulye, patates vb.den biri olan iki çeşit ile yapılan bir yemek çeşidi.
- Didi: Köpekleri kovalamak için kullanılan terim
- Dimla: Çok az,zerre…
- Diploğ: Pirinç, ince doğranmış lahananın yağda kavrularak yapılan mükemmel bir yemek çeşidi.
- Dirvana: Kekliğe benzer bir kuş türü. Dirvana vurdum uçti, Oy dirvana oy dirvana, diye türküsüde vardır.
- Dişarlanmak: Hacet gidermek anlamında kullanılır. Dişarlanabiliy mi?
- Dişlemek: Isırmak.
- Dişlim”: Isırık. Ör: “Ula hep yedun elmayi - Yoo.. Bi dişlim aldım..”
- Divitin: Çocukluğumuzun vazgeçilmez kumaşıdır. Özellikle yünlü ve pamuklu özelliğinden ötürü kış aylarında el dikimi pijamalar ve iç çamaşırlar mutlaka bu kumaştan yapılırdı. Renk ve desen seçeneği bir yana, özellikle kadifemsi ve yumuşacık dış yüzeyi hem sıcaklığın hem de konforun tâ kendisiydi. Nadiren de olsa eteklik veya büluz kumaşı olarak ta kullanılırdı.
- Divriğ: Hadım edilmiş, burulmuş, enenmiş keçi.
- Diynek: Deynek, asa.
- Diza: Yöremizde kene adlı asalağa verilen isimdir.
- Doğan: Bahçe belinin sap kısmı, tutulan yeri.
- Doğuşmek: Kavga etmek.
- Dolaylama: Etrafından dolanarak
- Domat: Domates.
- Donam: Balık oltası.
- Dubaracı: Kurnaz, iş bilir, cıvızcı, uyanık, hileci.
- Duğdi: Keserin çivi çakılan yerine verilen addır.
- Dulunmak : Yüzerken suyun dibine inmek anlamında kullanılır.Ör: “İzergen bi dulundum” cümlesinde olduğu gibi
- Dumbul: Tombul, şişman
- Dumlama: Hafif yüksek yer, tepecik
- Durmul: Küçücük ekmek kırıntısı
- Dübek: Çeşme önündeki su biriken yer.
- Düduk : Boğaz anlamına kullanılır… düduğumden geçmedi gibi
- Düdü: Çocukların su yerine kullandıkları kelime
- Düğdi: Keser, balta gibi el aletlerinin arka tarafı. Keserin düğdisi..
- Dütdüruk: Düdük.
- Düvermek: Devirmek/İtmek/Yer yer açmak anlamında kullanılır.